Televizyon, hareketli şekillerin görüntüsünü uzaklara nakleden bir araçtır. Esası, bir fotosel hücresidir. Hücrenin üzerine düşen ışığın şiddetinde bir değişiklik olunca, hücreden geçen elektrik akımının şiddeti de değişir. Devrede akım yoksa, hücre üzerine ışık düşünce akım geçmeye başlar.
Bir televizyon alıcısının karşısındaki cisimler, bütün noktalarından değişik şiddetlerde ışık yansıtırlar. Bunlar fotoelektrik hücre üzerine düşünce, hücreden yansıyan ışığın şiddetiyle orantılı bir akım geçer. Bu elektrik akımı çok küçük olduğu için, büyütmek gerekir. Daha sonra istenilen yere gönderilir. Akımlar ışık haline çevrilince, alıcının karşısındaki şekil elde edilir. Akımı uzaklara göndermek için radyo dalgaları kullanılır. Alıcı ayrıca kendine gerekli olan akımı elektromagnetik dalgalardan sağlar.
Televizyon alıcısı katot ışınlı osilograftır. Katot bir elektrik kaynağı ile ısıtılarak elektron yayması sağlanır. Vericiden gelen akımlar şiddetlendirilerek levha çiftlerine verilir. Böylece görüntünün kontrolü, cismin ışık durumuna bağlanmıştır. Verici karşısındaki cisim hiç değişmeden alıcının ekranına iletilmiş olur. Bu, iletilecek cismin bir noktası için uygulanan işlemdir. Ama her noktası için uygulandığında, cismin tamamı nakledilmiş olur. İstasyon ayarı sırasında ekranda görülen ve hızla titreşen çizgiler, cisimleri oluşturan karelerdir. İstasyon ayarı, alıcının düğmeleri ile yapılır. Düğmeler tarama işini kumanda ederler. Ekranda görüntünün oluşması için verici ve alıcı taramalarının çakışması gerekir. Buna senkronizasyon denir.
Televizyonda sesler radyo dalgaları ile iletilir. Dolayısıyla televizyon verici istasyonları aynı zamanda verici radyo istasyonları olarak da çalışır. Televizyon yayınlarında görüntüler siyah beyazdır. Son zamanlarda teknikte ileri ülkelerde renkli televizyon yayınları da başlamıştır.
Televizyon dalgaları çok uzağa gidemezler. Çünkü düz bir yönde dağılırlar. Uzaklara yayın yapmak için alıcı ve verici ara istasyonları gerekir.
Televizyonun bulunup gelişmesi, elektriğin gelişmesi ile paraleldir. İlk başarılı televizyon yayınını 1926'da İngiliz fizikçi John Logie Baird yapmıştır. Bugün ise çok ilerleyen ve yaygınlaşan hatta renklisi dahi günlük hayata giren televizyon, bazı toplumlarda sosyal hayatı dahi etkileyerek, insanları eve bağlayan yayın organı olmuştur.
Bizde de televizyon yayını Ankara'da T.R.T Kurumu'nun deneme yayınları ve İstanbul'da İ.T.Ü.'nün deneme yayınları ile henüz başlangıç halindedir.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder